Tuesday, January 17, 2012

SEVİLEN KARELER


BİZİM SOKAKLARIMIZ

                                          Dünya'nın hangi noktasında olduğunuz farketmez.
                                            Nefes aldığımız her yer bizim sokaklarımızdır!
Akropolis' e doğru

Prag'da dinlenme vakti

Prag'da renklerin tadına varma vakti
Ikitelli- sel felaketi


Sirkeci'de gece vakti

Eminönü hayaletleri

Fotoğraf: Defne Sabuncu



Saturday, January 14, 2012

GÜNE UYGUN MÜZİKLER


 14.01.2012- Cumartesi

Ella Fitzgerald, All Too Soon şarkısıyla karlı bir cumartesi günü müziği. İçinizdeki tutkuları ortaya çıkaran, huzur veren bir parça.

ALL TOO SOON VE BENİM CUMARTESİ GÜNÜ HİKAYEM..

Ahşap kenarları olan pencerinin sağ çaprazına yerleştirdiğim okuma koltuğunda oturuyorum. Fonda, All too soon parçası yer alıyor. Bahçeye bakan penceremde lapa lapa yağan karı izliyorum. Hiçbir şey düşünmeden, melodilerin yönledirmesiyle yaşadığım duygularım ve ben, en huzurlu dakikaları yaşıyoruz.
Bir de kendimi 2012 yılından ziyade 30'lu ya da 45'li yıllara ait hissediyorum bu parçayla -her ne kadar o yıllara ait olmasada-.
Karın yağışını izlerken yalnızca Ella Fitzgerald eşlik etmiyor bana. Annemin yaptığı sıcak çikolata ve içerisine atılmış marshmallow ile ara ara göz attığım Wes Gordon'un hayatı ve tasarımları da yanıbaşımda.
Daha önce belirttiğim gibi uzun zamandan beri yaşadığım en huzurlu cumartesi..

27.03.2012- Salı

April Stevens, I'm in Love Again şarkısıyla güneşli bir salı günü müziği. Aklınızdan asla çıkmayan ve daima hatırlayacağınız insanlar için..
 

Bir insanı yeniden ve yeniden sevebilir misin?

Uzun bir yolculuğa çıkarsın
‘sırf unutmak, arınmak için’..
Grip olmuşunda mikrobu temizlemek
için antibiyotik almışın gibi yani..
Döndüğünde antibiyotik işe yaramıştır
tüm mikropları atmışsındır. 

Bağışıklık sistemin kuvvetli değilse,
ince giyinmişsen rüzgarlı havalarda;
tekrar grip olabilirsin.
İşte o rüzgarlı havada bir şey olur
ve yeniden seversin
-tam da unutmuşken olucak iş mi?- 

Yeterince yalnız kalmışsındır ve başka insanlara
şans verebileceğini düşünürsün tam da bu sıralarda..
Verirsin,
bu sefer yara açılmıştır..
Koskocaman kara bir delik gibi. 
Yalnızca kısa bir süreliğine
 acını dindirdiğini fark edersin bu merhemlerin
Pardon!
İnsanların diyecektim.

Bu arada öyle de bir insansın ki için yana yana
‘yeniden sevdiğinle’ görüşürsün..
Konuşurken, yüzüne bakarken;
 çığlık atmak,
ağlamak istersin 
ama gülersin ve konuşursun..
Çünkü onu görmek ve onunla konuşmak acının yanında
muıtluluk verir sana.
Ve
 hiç beklemediğin bir anda bir şeyler olur.
Bir kişiyle tanışırsın 
o kişiyle mükemmel bir bağ kurarsın.
İşte o kişi, aklından ve kalbinden temizler yeniden sevdiğin kişiyi.
Bir gün 
o da gider.. hem de sessizce, hiçbir şey demeden.
Önce bir öfke nöbeti geçirirsin, sonrasında ise minnet duyarsın
yeniden sevdiğini unutturan adam için.

Temizlenmişsindir. 
Ne yapmayacağını ya da ne yapacağını biliyorsundur
Yeni bir şeyler bekliyor seni, buna eminsin
Tam da bu sırada senin için yaratılmış biriyle karşılaşırsın.

Hemen ardından ne olur peki?
‘yeniden sevebildiğinle’
tesadüfen görüşürsün.

Uzun uzun sohbet edersin
çığlık atıp, ağlama isteği duymadan.
Tüm içindekileri masaya bırakırsın.
Aslında karşılıklı bırakırsınız ve hiç beklemediğin,
güzel şeyler duyarsın.
Dertleşirsiniz.

Konuştukça şaşırsın.


Yaşantınız bu kadar mı benzer, 
siz bu kadar mı benzeyebilirsiniz..
Düşünürsün
Bu kadar ortak noktanız varken
bu kadar benzerken
böyle güzel şeyler düşünürken birbirinizle ilgili niye olmadı..


Keşkeler, acabalar, ne olmalıydılar, 
belkiler, olabilir mi – olamaz mılar..

Tüm bu girdabın içerisinde bir de ‘senin için yaratılmış’ erkeğe
ürkekçe, şüpheli ve yavaşça yaklaşırsın..
Emin adımlarla ve yavaşça ilerlesin istersin hayatındaki yeni ilişki..
Ne hayal kırıklığına uğramak vardır, ne de uğratmak bundan sonra senin için..


 
Yine de düşünürsün..
Bir ihtimal..
Bilsen seni gerçekten sevebilecek
bilsen hayatındaki karmaşayı senin üstüne yıkmayacak
ve
 en son konuşmanızdaki kadar açık olacak
bilsen bir daha gitmeyecek ya da çok uzun süreliğine
yanında olacak..

İşte bilsen, emin olsan
 eminim,
yeni bir pencere taktırmaktansa eskisini tamir etmeye uğraşırsın.